28 Eylül 2025 Pazar

Kayda Alınan Anlar

Siz de yapıyor musunuz bunu?

Kendimi çok mutlu, çok huzurlu hissettiğim anları kayda alıyorum. Her şeyimle, tüm algılarım, tüm duygularım, tüm hücrelerimle bulunduğum ana odaklanıyorum. Nasıl kokuyor bulunduğum ortam, neler görüyorum, renkler nasıl, bedenime dokunan şeyler var mı, sıcak mı, soğuk mu, nasıl sesler duyuyorum, nasıl hissediyorum kendimi...Bunları zihnimde en küçük ayrıntısına kadar kazıyorum. Beynimde bir kayıt tuşuna basar gibi. Ve bir süre bunları kaydediyorum. 

Ve sonra canım sıkıldığında, huzursuz, mutsuz, üzgün hissettiğimde kayıtlı anlarımdan birini seçiyorum ve o ana ışınlanıyorum. 

- Uşak, Taşyaran Vadisi. Ablamlayım. Fay kırığı sonrasında binlerce yılda su ve rüzgarın inanılmaz şekiller oluşturduğu kayaların üzerinde uzanıyoruz. Pek kimse yok, etraf sakin. Hava hafif serin ama üzerine uzandığımız kaya sıcacık. Güneşte iyice ısınmış. Yan yana, sırt üstü uzanıyoruz. Gökyüzü en güzel haliyle karşımızda. Masmavi ve parça bulutlu. Bulutların hareketini izliyorum. Çok yüksekten bir uçak geçtiğini görüyorum. Sığırcık kuşları geliyor biraz ilerideki ağaca. Bir anda ağacın içinde kayboluyorlar sanki. Bir süre sonra aynı anda kalkıyorlar ağaçtan, sığırcık sürüsünün kanat seslerini duydunuz mu hiç? Çok güzel. 


- Kabak Koyu. Mavi ve yeşilin buluştuğu en güzel noktalardan. Sırt üstü uzanıyorum denizde. Kıyılarda hafif dalga var, ben biraz açıktayım. Su ılık. Mis gibi deniz kokusu. Güneş kremiyle karışık iyot kokusu geliyor burnuma. Hiç üşümüyorum. Su bütün bedenimi kavrıyor. Kulaklarıma dipteki dalganın kıyıya vurma sesi geliyor. Çakıl taşlarının sürtünme sesini bile duyuyorum. Hafif hafif inip kalkıyorum suyun üstünde. Yüzümde suyun bir yükselip bir alçalan çizgisinin dokunuşunu hissediyorum. Gözlerimi açtığımda masmavi gökyüzünü ve kabak koyunu çevreleyen yemyeşil tepeleri görüyorum. Etraftaki insanların sesini suyun altında boğuk bir şekilde duyuyorum. Gözlerimi kapatıyorum. Suyun altında sesleri nasıl da farklı algılıyoruz. Nefes sesimi dinliyorum bir süre. 

- İğneada Longoz Ormanları. Kasım ayının ortaları. Hava serin, hafif yağmurlu. Hayatımda gördüğüm en güzel ormanlardan. Sık ormanın içine dalıyoruz. Ayaklarımızda su geçirmeyen botlar, üzerimizde yağmurluklarımız. Kimse yok etrafta. Tam bir sessizlik. Ayaklarımızın altında çıtırdayan yaprak sesleri, çıtır çıtır incecik yağan yağmurun, yapraklara çarpma sesleri, inanılmaz bir koku. Büyüleyici bir orman kokusu. Aldığım nefese doyamıyorum. Derin derin çekiyorum içime. Yeşil, sarı, kırmızı, turuncu, kahverenginin renk cümbüşü yaşanıyor. Yer yer çamurlaşmış zeminde botlarımız ağırlaşarak ilerliyoruz. Yüzümü kaldırınca ip gibi incecik yağmuru hissediyorum. Ağaçlar çok uzun, çok çok uzun. O kadar küçüğüz ki. Gövdesine dokunuyorum bir ağacın. Üzerini yemyeşil yumuşacık bir halı gibi kaplamış yosuna dokunuyorum. 



27 Eylül 2025 Cumartesi

Güzel bir gün: görmek için...

Manzaralı bir evim olsun istiyorum. Camdan baktığımda, balkona çıktığımda karşıdaki binaya bakmadığım, gökyüzünü, gökyüzünün sabah ve akşam değişen renklerini görebildiğim, bulutların hareketini izleyebileceğim bir ev. Balkonunda oturup huzurla kahve içebileceğim, kitap okuyabileceğim ya da boş boş sadece gökyüzüne bakabileceğim bir ev. 

Şu an evimin tek manzaralı köşesindeyim. Bu köşeye bir berjer yanına kahve sehpası yerleştirdim. Salon camının kenarından  6 katlı olan binamızın boyu kadar olan devasa bir ağacın çeyreğini görebiliyorum. Sadece tek bir ağaç bile o kadar değiştiriyor ki her şeyi. Nasıl da güzelleştiriyor. Burada oturup onun dallarının, yapraklarının rüzgardaki salınışını izliyorum. Yapraklarında sarı renkler belirmeye başladı artık. Rüzgarla tek tük dökülüyorlar. Rüzgarlı havada yapraklarından çıkan sese de bayılıyorum. Hışır hışır, huzur verici. 

Biraz gökyüzü, biraz yeşil alan görebildiğim bir ev. Bazen o kadar sıkışmış hissediyorum ki. Neden böylesine üst üste yaşamak zorundayız. Neden bu kadar yığılmak zorundayız belli alanlarda. 

Evimi değiştirmeyi düşünüyorum artık. Evet, rahatça balkonunu kullanabileceğim, mümkünse önü açık, ferah, manzaralı bir çatı katı istiyorum. Üst katımda biri oturmasın mümkünse. Çünkü gerçekten hayattan soğutuyor üst katımda oturanlar, çok sıkıldım. 

Bugün film gibi bir başlangıç yaptım güne. Sabah kalktım ve parka yürüyüşe gittim. Parkur epey kalabalıktı. Hava; koşu, yürüyüş, spor için çok müsait artık. Parkın her yerinde kediler var ama özellikle bir alanında beslendikleri, bakıldıkları bir alan var. Burada bir sürü kedi yavrusu yürüyüş parkurunun güneş gören bir kısmında yatmış, kendilerinden geçmiş bir halde güneşleniyorlardı. İnsanlar da etraflarından dolaşıyorlar. Her geçenin yüzünde kocaman bir gülümseme. Benim gibi bazıları kayıtsız kalamıyorlar, bir iki mıncırıp yürümeye devam ediyorlar. Haftanın birkaç günü spor etkinliği oluyor parkta. Katılım epey yüksekti. 50 kadar kadın hoca eşliğinde aerobik yapıyorlardı. Parkın başka bir yerinde genç bir kız ve erkek gördüm, dans çalışıyorlardı. O kadar güzel görünüyorlardı ki, yanlarından geçtim ve "çok güzel görünüyorsunuz" dedim. Teşekkür ettiler gülümseyerek. Böyle anları bulmayı, görmeyi, yaşamayı seviyorum.




Kayda Alınan Anlar

Siz de yapıyor musunuz bunu? Kendimi çok mutlu, çok huzurlu hissettiğim anları kayda alıyorum. Her şeyimle, tüm algılarım, tüm duygularım, t...